Kamu İşçisinin Yasal Hakkı: İlave Tediye Alacağı
- infoavkilicpartner
- 21 Ağu
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 22 Ağu
Kamu işçileri, 6772 sayılı kanunla güvence altına alınmış olan ilave tediye adı verilen ek bir ücrete hak kazanır. Uygulamada "kamu ikramiyesi" olarak da bilinen bu ödeme, işçilerin ücret sistemine bakılmaksızın her yıl için birer aylık istihkakları tutarında yapılır. Bu, devletin çalışanlarına sağladığı yasal bir haktır.

Tediye Alacağı: Kimler Kapsamda, Kimler Dışarıda Kalır?
İlave tediye, yalnızca kanunda belirtilen kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan işçilere ödenir. Bu kapsamda yer alan işverenler arasında genel ve özel bütçeli daireler, sermayesinin yarısından fazlası devlete ait olan şirketler ve belediyeler bulunur. Alacağa hak kazanmak için çalışanın İş Kanunu kapsamında "işçi" vasfında olması yeterlidir. Memur, sözleşmeli personel ve stajyerler gibi diğer statüdeki çalışanlar bu haktan yararlanamaz. Ancak, bazı durumlarda hukuki belirsizlikler ortaya çıkmaktadır. Örneğin, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları (SYDV) ile ilgili durum Yargıtay kararlarında farklı yorumlanmıştır. Bir dönem bu vakıflar kamuya bağlı kabul edilerek ilave tediye ödemekle yükümlü tutulurken , daha sonra özel hukuk tüzel kişisi oldukları gerekçesiyle bu talepler reddedilmiştir. Bu durum, hukuki sürecin dönemsel farklılıklar gösterebileceğini kanıtlamaktadır.
Benzer bir belirsizlik, belediyelerin kurduğu veya ortak olduğu şirketlerde çalışan işçiler için de mevcuttu. Yargıtay'ın farklı daireleri arasında görüş ayrılıkları bulunsa da , güncel eğilim bu şirketlerde çalışan işçilerin de ilave tediye alacağına hak kazandığı yönündedir.
Hesaplama ve İspat Yükü: İşçinin Hakkını Korumak
İlave tediye, işçinin bir aylık çıplak ücreti üzerinden hesaplanır. Fazla mesai, primler veya ayni yardımlar gibi ek ödemeler bu hesaplamaya dahil edilmez. Bu ödeme, her bir ay için 26 gün üzerinden yapılır. Dava sürecinde, tediye alacağının ispatı işverenin sorumluluğundadır. İşveren, banka kayıtları veya imzalı bordrolar gibi belgelerle ödemeyi yaptığını kanıtlamalıdır. Yargıtay, yapılan ödemelerin hesaplanan alacaktan mahsup edilmesi gerektiğini sıkça vurgulamaktadır.
Davaların en zayıf noktalarından biri, bilirkişi raporlarının yetersizliğidir. Yargıtay, sadece sonuç rakamını içeren, dayanağı belirsiz raporları ısrarla bozma nedeni sayar. Bir davanın sağlıklı sonuçlanması için, her döneme ait ayrıntılı hesaplamalar içeren, denetime elverişli bir bilirkişi raporu şarttır.
Dava Süreci: Zamanaşımı ve Faizin Önemi
İlave tediye alacağı 5 yıllık zamanaşımına tabidir. Davalı işverenin, zamanaşımı savunmasını süresi içinde yapması davanın seyrini değiştirebilecek kritik bir adımdır.
Faiz konusu ise ayrı bir başlık altında incelenir. İşçi, işvereni temerrüde düşürecek bir ihtar çekmediği sürece, yasal faiz dava ve ıslah tarihinden itibaren işlemeye başlar. Bu nedenle, hak arayışına giren bir işçinin süreci iyi yönetmesi gerekir.
Sonuç olarak, ilave tediye alacağı davaları, hem maddi hem de usul hukuku kurallarına hakimiyet gerektiren karmaşık bir alandır. İşçiler, haklarını korumak için yasal süreçleri doğru takip etmeli ve kanıtları güçlü tutmalıdır.
Yorumlar